T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

TARIMSAL EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN 178. YILDÖNÜMÜ İÇİN İL MÜDÜRÜMÜZ MEHMET AKSOY'UN MESAJI

Yayın Tarihi : 10.01.2024

TARIMSAL EĞİTİMİNİN 178. YILINDA NEREDEYİZ, NEREDE OLMALIYIZ


Ülkemiz tarımsal eğitimine başlama çabaları neredeyse 175 yıl olmuş. Geldiğimiz noktadan varmak istediğimiz yeri daha iyi anlayabilmek için bu tarihsel süreci iyi anlayabilmek ve en doğru şekilde analiz edebilmekten geçmektedir. Gelin önce tarımsal eğitim maceramızın başlangıcını ve gelişimini tarihsel açıdan inceleyelim.
Ülkemizdeki tarımsal eğitim Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk girişim ile 1846 yılında Yeşilköy’ de Mekteb-i Zirai Şahane’nin kuruluşu başlamıştır.
Okul başta ekonomik nedenler gerekçe gösterilse de, o günün koşullarında eğitimci ve kitap gibi bilgi ihtiyacı olan alt yapı ihtiyacının yetersizliği nedeniyle 1852 yılında kapatılmıştır.
1867 yılında Yayınlanan bir kararname ile vilayet merkezlerinde birer ziraat mektebi ve numune çiftliği kurulması öngörülmüştür. Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan sonra yaşanan bu teşebbüsler dışında, Halkalı Ziraat Mektebi’nin kuruluşuna (1892) kadar değişik şehirlerde onunla aynı statüde olmayan ama ziraat alanında teknik eğitim veren aşağıdaki okullar da açılmıştır.
Osmanlı Devletinde 1848 yılında başlayan tarımsal eğitime yönelik girişimler ile “Ziraat Talimhanesi” (1848-1852), “Edirne Hamidiye Ziraat Mektebi” (1881-1884), “Selanik Ziraat Mektebi” (1887-1912) “Bursa Ziraat Ameliyat Mektebi” (1891-1928), “Halkalı Ziraat Mektebi” (1892-1928) olarak ziraat alanında eğitim veren okullar açılmış ancak başta ekonomik nedenler olmak üzere, alt yapı eksikliği, savaşlar vb. nedenler ile sürdürülememiştir.
Ancak bu alanda eğitim ihtiyacının giderilebilmesine yönelik girişimler devam etmiştir. Bu amaçla 1884 yılında inşaatına başlanan Halkalı Ziraat Mektebi ancak 1891 yılında “Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi” olarak eğitime başlayabilmiştir.
Yapım aşamasındaki eksiklerin tamamlanmasıyla okulun ziraat eğitimi ile ilgili bölümü 1892 yılının Ekim ayında açılmıştır. 1891 yılında Ahırkapı Tıbbıye-i Mülkiye Mektebinden 19 öğrenci inşaatı henüz tamamlanmış olan Halkalı Ziraat Mektebine nakil edilerek eğitimlerine burada devam ederler. 
Okulun resmi açılışı 13 Ekim 1892 tarihinde yapılır. Açılış töreninde bir yıl önce sınıflarını birincilikle geçen, daha sonra İstiklal Marşımızı yazacak olan Mehmet Akif Ersoy ile birlikte başarılı olan diğer öğrencilere hediyeler verilir.
1892 yılında beş şubeden bir Ziraat Teknik Kurulu oluşturulur. Bu şekilde ziraat eğitimi de başlamış olur. Okulun ilk mezunları 1891 yılında Tıbbiye-i Mülkiye Mektebinden “Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi”ne nakledilmiş öğrencilerdir. 
1894 yılında Okul binası ziraat ve baytar öğrencileri için yetersiz kalınca Baytar Mektebi başka bir binaya nakledilir. 1895 yılında Halkalı Ziraat Mekteb-i Alisi ilk mezunlarını verir.
1895-1892 yılında bu okulun açılışı sırasında kapatılan Orman Maadin Mektebi’nin öğrencileri de Halkalı’ya nakledilir. Bu durum 1910 yılında Orman Mekteb-i Alisi’nin açılışına kadar sürer.
1908 yılından sonra, ziraatin çeşitli dallarında ihtisas eğitimi almak üzere Avrupa’ya öğrenciler gönderilir. Bunlar Avrupa’dan döndükten sonra okulda ihtisas alanları ile ilgili bölümlerde görev alırlar. 
I.Dünya savaşı başlangıcında, diğer okullarda da olduğu gibi Halkalı Ziraat Mektebinde de derslere ara verilir. Öğretmen ve öğrencilerin büyük çoğunluğu cephelerde gazi ve şehit olurlar. Savaş nedeniyle zirai üretim, tohum ve girdi temini gibi konuların ihtiyacı üzerine okul 1916 yılında yeniden açılır.
1922 yılında Okul Müdürlüğü Rektörlük unvanı alır ve 1928 yılına kadar faaliyetine devam eder. 1928 yılında çıkartılan İslah-i Tedrisat Kanununun gereğince okul kapatılır.
Tekrar Halkalı Ziraat Mektebi adı ile 3 yıl süreli orta dereceli meslek okulu olarak 1930 yılında yeniden öğretime açılır. Yaklaşık 6.000 dekar arazi üzerinde bölgenin iklimine uygun her türlü tarımsal hayvancılık üretimi ile birlikte Ülke tarımına yön veren elemanların yetiştiği okul olarak faaliyetine devam etmiştir. Tarla bitkileri, meyvecilik, sebzecilik ve seracılık üretimi ile tarımsal alanda üretim ve eğitim çalışmalarını bir arada başarı ile devam etmiştir. Küçükbaş, büyükbaş ve kanatlı hayvan yetiştiriciliğinin yanında gıdaların muhafazası ve değerlendirilmesi eğitim ve üretim faaliyetleri ile ülkemiz tarım sektörüne hem eleman hem de üretim tekniklerinin kazandırılması yönünde başarılı bir faaliyet gerçekleştirmiştir.
1980 yılında öğretim süresi 4 yıla çıkartılan okul 2001öğrenim yılından itibaren Zirai Üretim İşletmesi ve Peyzaj Meslek Lisesi adını alır ve sonraki süreçte de Milli Eğitim Bakanlığına devredilir. Milli Eğitim Bakanlığına devir ile Halkalı Tarım Meslek Lisesi gibi diğer Tarım Meslek Liseleri için sonun başlangıcı olmuştur.
2005 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile okul kapatılır ve yerine Halkalı Zirai  Üretim İşletmesi Tarımsal Yayım ve Hizmetiçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü kurulur. 2010 yılına kadar faaliyetine devam eden okul o güne kadar dopdolu tarihine, Türk Tarımına damga vuran elemanları yetiştiren, geçmişine sahip çıkmak isteyen toplumun tüm dinamiklerine rağmen Mehmet Akif ERSOY’un hatıraları ile birlikte tarihin tozlu sayfalarında yerini almak üzere kapatılır.
Buraya kadar tarımsal eğitimin temelini ve önemli kilometre taşlarını oluşturan Halkalı Tarım Meslek Lisesinin geleceğimize ışık olma umuduyla değerlendirmesini yaptık. Bunun yanında Cumhuriyet döneminde Ülkemizin birçok bölgesinde her zaman olduğu gibi ihtiyaçtan öte siyasi kararlar ile 42 Tarım Meslek Lisesi açılmıştır. Bu meslek liseleri hepsi Tarım Bakanlığına bağlı olarak eğitim vermekteydiler. Her ne kadar ihtiyaç analizinden öte günlük kararlar ile açılsa da bu okulların her biri Devlete ait tarım işletmeleri bünyesinde eğitim görmeleri, bu alan için çok önemli olan uygulama eğitimi ihtiyacını karşılayacak nitelikte olmaları da önemli yönüydü. Hepsinin akıbeti yukarıda belirtildiği gibi önce Milli Eğitim Bakanlığına devir edildiler ardından da tarihteki yerlerini almak üzere kapatıldılar. Günümüzde bazı meslek liseleri bünyesinde bölüm olarak faaliyet gösterseler de varlıkları hissedilememekle birlikte faydası da tartışılır.
Gelişen dünyada tarımın da gelişmesine ayak uydurabilmek için tarımsal eğitimin de elbet niteliğinin artırılması önemliydi. Türk Tarımına Meslek Liseleri ile önemli katkı yapan eğitimi olanaklar çerçevesinde yüksekokullar ve fakülteler ile geliştirilmeliydi. Doğrusu da buydu aslında. Ancak gelinen noktada ihtiyaçtan öte günlük çıkarları önceleyen siyasi kararlar ile bu alanda da süreç sancılı işlemiştir.
Ülkemizde ilk yükseköğretime 1933 yılında Ankara’da kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsünde başlanmıştır. Daha sonra mevzuat düzenlemesi ile 1948 yılında  “Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi” halinde faaliyetine devam etmiştir. Daha sonra 1955 yılında Ege Üniversitesi, 1957 yılında Atatürk Üniversitesi ve 1967 yılında da Çukurova Üniversitesi bünyesinde Ziraat Fakülteleri açılmış olup uzun yıllar Ülkemiz Tarımına hizmet eden Ziraat Mühendislerini yetiştirmişlerdir. Bugün geldiğimiz noktada değişik üniversitelerin bünyelerinde 40 civarında Ziraat Fakültesi eğitim vermektedir. Bu üniversitelerin birçoğu bölge ya da ülke tarımının ihtiyacından öte günümüzde uygulanan her ile bir üniversite mantığı ile açılmış üniversitelerdir. İlk açıldıkları yıllarda her türlü altyapı ve öğretim elemanı ihtiyacından yoksun olarak faaliyetine devam eden bu kurumlar amacına uygun ne kadar yararlı oldukları tartışma konusudur. Oysa tarımsal eğitimimizi tarihsel açıdan incelediğimizde faaliyetlerin devamı için en önemli ihtiyaç olan eğitimci ile ders ile ilgili yetersizlikler en büyük sorun olmasının yanında uygulama eğitimi için alt yapı önemsenmiştir. Yine meslek liseleri de her ne kadar plansız bir şekilde açılsa da birçoğu uygulama eğitimi alt yapısı olanakları mevcuttu.
Yine meslek liseleri ile fakülte arasında neredeyse her ilde birden fazla bölümü olan meslek yüksekokulları da alt yapı ve eğitimci ihtiyacından yoksun bir şekilde bu alanda eğitim veren okullar olarak yerlerini almışlardır. Tarım alanında eğitim olanaklarını ön lisans ve lisans düzeyine çıkarmak elbette çok önemli bir gelişmedir. Ancak ihtiyaç olan alt yapı olanaklarını sağlayamadığınızda yapılan işin hiçbir anlamı kalmamaktadır.
Buraya kadar gerek tarihsel açıdan gerekse günümüzdeki durum tespitini yaptıktan sonra tarımsal eğitim nasıl olmalı ve neler yapılmalıdır? Aslında yapılması gerekenler tarımsal eğitimin nitelik kazandırılması yönünde yeniden yapılanma hem maliyeti ucuz hem de olanaklıdır. Halen günümüzde Tarım Bakanlığı bünyesinde birçok Tarım İşletmesi mevcuttur. Bu işletmelerin bünyesinde tarımsal eğitim çok rahatlıkla ve nitelikli olarak verilebilir. Söz konusu bu alanlarda öncelikle ülke ve bölge ihtiyaçlarına uygun eğitim kurumları planlanmalıdır. Öğrencilerin teorik eğitimlerini pratik ile tamamlaması sağlanan bu eğitimlere öncelikli olarak lise düzeyinden başlanmalı, başarılı olanların ön lisans, oradan da başarılı olanların lisans düzeyinde eğitimleri tamamlanmalıdır. Bu sistem ile her kademedeki öğrenci nitelikli eğitim alması sağlanabilir. Ayrıca çalışma hayatında bu eğitimleri alan lise, ön lisans ve lisans mezunu meslek mensuplarının bir ekip olarak çalışmaları sağlanmalıdır. Bu arada eğitim için hangi bakanlığın yetkili olması çok önemli değildir. Yeter ki nitelikli eğitim hedef alınsın. Bu eğitim sisteminden başarı ile geçen lisans öğrencileri mezun olduklarında hem teorik hem de pratik açıdan donanımlı olmaları, akademik çalışmalara da önemli katkı sağlayacaktır. Sonuç olarak başarılı ve etkin bir tarımsal eğitim de ülkemiz tarımına önemli katkı yaparak dünyada söz sahibi ülkeler arasında olmamızı sağlayacaktır.
Yeter ki isteyelim.